DEREKÖY'ÜN KÖMÜR İSYANI... ÖZEL HABER/CEVAT ALP

Bu kısa girişten sonra devam edelim...

Yüce Atatürk’ün övgülerine mashar olmuş, turizmin ve tarımın başkenti Antalya bu eşsiz özellikleriyle öne çıkarken, rant düşkünü bazı doğa düşmanları ve hain ruhlu destekçileri bölgemizin bu zenginliğini yok etmeye yönelik her türlü ihaneti sergilemekten geri kalmıyorlar..

Beşkonak cennetinde açılmak istenen 3 ayrı maden ocağı izninin iptal edilmesi konusundaki büyük mücadelesiyle öne çıkan ve hukuk mücadelesini kazanan AntBeşDer Başkanı Hakan Halim Okudan  ile birlikte...

Bu defa Türkiye’nin meyve ambarı Korkuteli ilçemizin Dereköy Yaylasında açılmak istenen kömür madenine karşı mücadele başlatmak üzere, yöre halkından aldığımız davet üzerine düştük yollara..

Gittik, gördük ve yöremiz adına dehşete düştük..

Dünyada zerre miktar aklı olan hiçbir devlet yönetimi, böyle bir şeye asla izin vermez.. Korkuteli'ne değil kömür madeni izni, adını bile andırmaz, böyle bir istekle geleni deli diye tedaviye gönderir...

Tarımın ve meyveciliğin kalbinin attığı, binlerce dönümlük verimli tarım topaklarını ve ilçenin su kaynaklarının menbağı olan bin beş yüz rakımlı bölgeyi KÖMÜR KARASIYLA yok edecek böyle kirli bir projeyi buralara sokmaz...

Ama bu ülkenin adı Türkiye ise, cenneti cehenneme çevirmek adına her şey mübah olabilir, oluyor da nitekim...

İşte bunun mücadelesi için bölgedeydik bugün.. (26.11.022)... Korkuteli'nin en zengin meyve üretiminin yapıldığı Dereköy halkı ile buluştuk.. Muhtarı, azası ve köylüleri dinledik..

Gördük ki, meyve cenneti Dereköy'ün derdi büyük..

Cenneti cehenneme çevirecek, bağ bahçe bir yana, insan yaşamı için de büyük tehlike olacak kömür madeni tehdidinin korkusu sarmış yürekleri...

Beşkonak'ta mermer ocaklarına karşı verdiğimiz mücadelelerden ve aldığımız başarılı sonuçlardan örnekler verdik..

(Şahsım olarak, Korkuteli'nin yaklaşık 30 bin dönümlük meyve bahçeleriyle ünlü Bayat Ovasının başına bela olacak.. Naldöken mevkiinde kurulması planlanan çimento fabrikasına 2000 yılında nasıl mani olduğumu belgeleriyle anlattım)

Anlattık, cesaretlendirdik, nasıl bir mücadele yapılması gerektiğinin planlarını ortaya koyduk...

Bu konuda tıpkı Beşkonak Kırkkavak'ta olduğu gibi, Dereköylü kadınların çok daha kararlı ve cesur olduklarını görünce, bölgede kömür madeni ocağı açmak isteyenlerin hiç şansı olmayacağına inandık...

Evet.. Kadınlar...

Bu ülkenin eşsiz Kurtuluş Savaşı Destanının yazılmasında büyük kahramanlıklar sergileyen, dünyada hiçbir ülkeye nasip olmayan cesaretiyle efsaneleşen Türk kadını burada da öne çıkmaktan geri kalmayacağını yüksek sesle haykırıyor, kendilerine yaşamı zehir edecek kömür madeni felaketine izin vermeyeceklerinin kararlılığını ortaya koyuyorlar...

Umuyor ve inanıyorum ki, Antalya’da yapmayı düşündüğümüz protesto eylemine en çok kadınlar katılım sağlayacak...

Bu kömür madeni projesini meyve cenneti Dereköy'de kim düşündü, kim yapmak istiyorsa tez bu sevdadan vazgeçsinler derim...!

Çünkü; bin 400 nüfuslu Dereköy'ün kadınları çok ama çok kararlılar.. Yaşadıkları cennetin cehenneme çevrilmesine asla izin vermeyecekler, bu böyle biline... NOKTA...

Sonuç olarak...

Kömür karası mı..?

Pırıl pırıl havasıyla..

Buz gibi sularıyla..

Dünyanın en kaliteli kirazı, şeftalisi, eriği, say say bitmez 38 çeşit meyvenin yetiştiği cennet mi...?

Nohut tanesi kadar aklı olan için tercih çok açık ve net...

HANGİSİ...!!!

Aklımıza mukayyet ol Allah'ım...!

*

Aslında fazla söze gerek yok...

En net mesajı köyün girişinde ve çıkışında yer alan iki tabela fazlasıyla veriyor...

Tabi anlayana...!