KOCAGÖZ BERAAT ALABİLİR...

Ünlü hukukçu ceza avukatlığının duayen ismi Rıdvan Yıldız, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz'e verilecek cezanın hükmünün açıklanmasının geri bırakılması sınırları içerisinde kalabileceğini veya Mesut Kocagöz açısından beraatla sonuçlanabileceğini söyledi...

Ünlü ceza avukatı Rıdvan Yıldız, Tünektepe teleferikte yaşanan kaza sonrası tutuklu olarak yargılanmasına karar verilen Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz'ün davasında yaşanan gelişmelerle ilgili Yüz Yüze Gazetesi’ne konuştu. Yıldız, Mesut Kocagöz’ün geçmiş dönem ANET Genel Müdürlüğü ve yönetim Kurulu başkanlığı yaptığı için meydana gelen kazanın oluşumunda etkisi olacağı kanaatiyle hazırlanan bilirkişi ön raporuna dayanarak tutuklandığını hatırlattı.

HUKUKA UYGU DEĞİL

Kocagöz’ün tutuklama sorgu tutanağında bulunan tutuklama maddesinin hukuka kesinlikle uygun olmadığını iddia eden Yıldız, “Çünkü Ceza Mahkemeleri Kanunu’nun 100. Maddesinin 3. Fıkrasına göre tutuklandığı yazılmasına rağmen söz konusu olay taksirli bir suç olduğundan bu maddede bulunan suçlarda ‘katalog suçlar’ olduğundan tutuklanma nedeninin bu maddeye dayandırılması yasal dayanaktan yoksundur” dedi.

Mesut Kocagöz’ün teleferik kazası sonrası bilgi vermek için Pazar günü Adliye’ye davet edildiğini hatırlatan Yıldız, “Hatta bu görüşmede Savcı kendisine çok iyi davranıyor. Ancak Başsavcı, Savcı’yı 4 defa çağırıyor. Durum böyle olunca Savcı da ondan sonra tutuklamaya sevk işlemini başlatıyor. Bu durum ister istemez akıllara ‘hukuk dışına çıkıldı mı acaba?’ sorusunu getiriyor’ diye konuştu.

DELİLLER YANLIŞ MI DEĞERLENDİRİLDİ?

Verilen ikinci bilirkişi raporunda Kocagöz’e herhangi bir kusur isnat edilmediğini de vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu: “Buna rağmen Mesut Kocagöz’ün asli kusurlu sayılması, bende delillerin yanlış değerlendirilmesinden kaynaklı olduğu kanaati uyandırıyor.

Türk Ceza Kanunu’nun 85. Maddesinin 2. Fıkrasına göre, yani ‘bir kişinin ölümü birden fazla kişinin yaralanması’ ile sonuçlanan olaydan dolayı cezalandırılması isteniyor. Ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 180. Maddesinde ‘trafik güvenliğini taksirle tehlikeye düşürmek’ suçundan cezalandırılması isteniyor.

Türk Ceza Kanunu’nun 85. Maddesindeki ‘taksirle ölüme ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olmak’ suçu netice suçudur. Trafik güvenliğini ‘taksirle tehlikeye düşürmek suçu’ ise tehlike suçudur. Aynı olaya bağlı olarak tehlike ile netice suçu bir arada değerlendirilemez. Dolayısıyla 180. Maddenin uygulanması istemi kanaatimce yasal dayanaktan yoksun.”

SORUMLU TUTULMAMALI

“Türk Ceza Kanunu’nun 22. Maddesinin 4. Fıkrası olan taksirli suçlarda ‘kişi kusuru oranında cezalandırılır’ der. Burada kusurlu olanlar belirtilmemiştir. Örneğin Ulaştırma Bakanlığı’nın makaralı ve hatlı taşımacılık ile ilgili yani teleferik ile ilgili bir müdürlüğü bulunmaktadır. Bu müdürlük buraya ruhsat vermiştir ve Ulaştırma Bakanlığı’nın burada bir denetim yetkisi vardır. Bu denetim yetkisinin hiç kullanılmadığı bilirkişi raporlarında yazmaktadır.

Dolayısıyla Ulaştırma Bakanlığı’nın ilgili birimi de buradan sorumludur. Yine yapım aşamasında birtakım eksikliklerin var olduğu bilirkişi raporunda yer almaktadır. Bu teknik eksikliklere rağmen oranın yapımına devam eden dönemin yönetiminin de kusuru bulunmaktadır. Sonuç olarak burada olması gereken Mesut Kocagöz’ün sorumlu tutulmaması, ondan sonra gelen yönetim kurulu başkanı ve genel müdürün, bahsi geçen firmanın sahada görevli sorumlusu ve onun altında çalışan operatörlerin sorumlu tutulması gerekiyor.”

MAHKEME İADE EDEBİLİR

Dosyanın 6. Ceza Ağır Mahkemesine verildiğini altını çizen Yıldız, açıklamalarına şöyle devam etti: “Şu ana kadar mahkemenin iddianameyi kabul ettiğine yönelik bir bilgiye ulaşamadık. Yani iddianame değerlendirilmedi. Mahkeme bunu 15 gün içinde değerlendirmek durumunda. Ancak mahkemenin iddianameyi iade etme olasılığı bence yüksek.

Çünkü tehlike suçu ile netice suçunu aynı olaya bağlı olarak ele almış Cumhuriyet Savcısı. Dolayısıyla iddianame iade edildiği takdirde, Savcı’nın 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ‘iade kararını itiraz hakkı’ var. Eğer bu hakkını kullanmazsa mahkemenin istediği yönde iddianamesini düzeltir ise tekrar mahkemesine gelecek. O zaman gün verilecek, dinlenecek kişiler belirlenecek. O arada avukatların tahliye talebinde bulunmaları gerekir.”

BENCE SERBEST BIRAKILMALI

“Çünkü verilecek olan cezanın ben hükmün açıklanmasının geri bırakılması sınırları içerisinde kalabileceği umudundayım. Veya Mesut Kocagöz açısından beraatla sonuçlanabileceğini düşünüyorum. Sonuç olarak burada tutuklama orantılılık ilkesine ağır kaçmaktadır. Yaptırım yerine geçmektedir.

Tutuklamadan beklenen adi kontrol tedbiriyle yerine getirilir. Mesut Kocagöz’ün bundan sonra delillere etki edebilme ve sosyal statüsü itibariyle de kaçma durumu söz konusu olmayacağı için, ayrıca taksirli bir suç olduğundan belediye başkanlığını da etkilemeyeceği için serbest bırakılması gerektiği kanaatindeyim.”

Kubilay ELDEMİRCİ

EK BİLGİ

Ünlü Hukukçu Av.Rıdvan Yıldız bu sözlerine ek olarak şu görüşlerine yer verdi...

***

"Taksirle işlenen suçlardan hak yoksunluğu ile ilgili istisna; TCK m.53/6’da düzenlenmiş olup, kişi belli bir meslek veya sanatın veya trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlediği taksirli suçtan mahkum olmuşsa, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına veya sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilecektir.

Bu hükme göre uygulanacak yasaklama ve geri alma; hükmün kesinleşmesi ile yürürlüğe girecek ve süre cezanın tümü ile infazından itibaren işlemeye başlayacaktır...

ANET G.Md.lüğü bir meslek veya sanat değildir. Bu sevk maddesinin istenmesi hukuka uygun değildir Zira; TCK 53.maddedinde düzenlenen hak yoksunluğu, kural olarak KASTEN işlenen bir suçtan ötürü hapis cezasına mahkum olunması durumunda, mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması ifade eder.."