Bugun...

İSKELEDEN, ATATÜRK STADYUMUNA GİDEN YOLDA, DOĞAN AŞK...

 Tarih: 17-02-2022 11:37:00  -   Güncelleme: 17-02-2022 12:16:00
Erdal Atılgan

İSKELEDEN, ATATÜRK STADYUMUNA GİDEN YOLDA, DOĞAN AŞK...

 

Benim çocukluğum, baba tarafımın kaleiçili olması, anne tarafımın da Şarampole yakın Muratpaşa mahallesinden olması sebebiyle , Antalya’nın bu iki özel bölgesinde geçti. Rahmetli Babam İskelede, sevilen, sayılan bir kişilikti. Lakabı ise ‘’Mehmet Kaptan‘’ eskilerin tabiri ile ö dönem çok Mehmet isminde insan olduğu için ‘’Bahrumun  Mehmet ‘’  ( Bunun sebebi , dedem rahmetli Bahrum Kaptan lakabı  ile anılırdı.)

 

Hiç unutmam, bir yaz günü  hafta sonu idi, 7 yaşında idim. Babamın yanında  iskeledeydim. Babam elimden tuttu. Gel bakalım seni bir yere götüreceğim dedi…  O zamanın iskelesinde yolcu tekneleri vardı. En küçüğü 6 metre , en büyüğü 12 metre boylarında. Bu Tekneler özellikle yazın, hafta sonları yolcu gezdirirlerdi. Bir bölümü Lara tarafına ‘’Şelalelere, Mağaralara ‘’ bir kısmı da ‘’ Konyaaltı, Arap suyu Plajına’’ gidiyorlardı. Bu teknelerden iki tanesi, babama aitti. Birinin adı  ‘’Akbükü diğeri de ‘’ Muratpaşa’’ idi.

 

Muratpaşa Teknesi, Muratpaşa Camisinin avlusunda yapıldığı için, Bu caminin  adını taşıyordu.onunda  çok özel bir hikayesi var, sonraki yazılarımda  anlatırım….

 

Babamla ile lara tarafına giden, Muratpaşa teknesine bindik. Allah rahmet eylesin  ’’ Afilli Mustafa ‘’  teknenin kaptanıydı. Adalar plajına geldiğimizde, babam, Mustafa yanaş dedi. Tekne kayalara yanaştı ,babam ve ben oradan inip, Adalar plajının, merdivenlerinden,  Karaalioğlu parkına çıktık., oradan da  Atatürk Stadyumuna  geldik. benim ilk  Stadyum  ve Antalyaspor ile tanışmam ,Yüreğime  Futbol sevgisinin Antalyaspor aşkının ,düştüğü o gündür….

 

Bu sevgi, her geçen gün büyüdü… Evimizin bahçesine kale yapıp,  mahalle ve sınıf arkadaşlarımla, fırsat buldukça, her zamanı Futbol oynayarak geçiriyordum.  mahalle aralarında, bulduğumuz alanlarda ,. Müze kapısını kale yapar, tek kale maçlar yapardık.

 

Çocukluk ve mahalle arkadaşım, Emin Altıner’in evlerinin sokaklarında, Tophane altındaki arsa da, okulda ,aklımda hep top oynamak vardı. Bazen Metin Ünal, bazen Mustafa Akdoğan, bezende Hüseyin Esti oluyorduk.

 

O mahalle maçlarında, Muratpaşa Camisinin  bahçesindeki, ağaçlara çok çalım, atmışlığım vardır….

 

Sınıf arkadaşım, benim gibi Futbol sevdalısı, İlhami Kaplan la rahmetli öğretmenimiz, Ahmet bey tarafından, teneffüs aralarında, top oynayıp, terliyoruz diyerek, az kulaklarımız da çekilmedi…

 

Antalya da ,nerede arsa bulursak, orada mahalle maçları yapardık. En iyi sahalarımızdan bir tanesi, Andızlı mezarlığındaki , CİRİT  arsası idi.

 

Muratpaşa  Camisinin yola bakan tarafında, büyük bir havuz var dı. Tamamen beton ,en düz zeminli sahamız orasıydı. Saatlerce orada top oynardık. Yol tarafından  gelen geçenlerde bizleri izlerdi. Onlar sanki bizim ilk tribün seyircilerimiz di…

 

Zaman geçtikçe, bu sevda Antalyaspor’un fırsat buldukça, her antrenmanlarını izleyen, maçlarını iple çeken, bir fanatizme dönüştü.

 

Aynı zamanda, hem okul takımında, hem  de ilk kulübüm Kırkgöz Sporda futbol oynamaya başlamıştım.

 

Atatürk Stadyumuna ilk çıktığım günü hatırlıyorum, anlatılmaz bir heyecan, 16 yaşındaydım. Abilerimle beraber, hayallerini kurduğum , stat da, ayaklarım çimlerde idi…  Devre arası, soyunma odasında, o Temmuz sıcağının hararetiyle, elden ele dolaşan, büyük su bidonunu hiç unutamam…

Ben ki, başkalarının kullandığı bardaktan su içmeyen, o bidona nasıl sarıldığım, kana kana su içtiğim, BUGÜNKİ GİBİ GÖZÜMÜN ÖNÜNDE…

 

Gençlere hep bu gibi örneklerle, mutlaka hayatlarına sporu sokmalarını tavsiye etmişimdir. Çünkü özellikle takım sporu yapan, insanların, paylaşma, dostluk, sosyalleşme ve dahası kötü alışkanlıklardan, uzaklaşma gibi  özellikleri  oluşuyor… aynı zamanda   spor onların  yaşam biçimlerini ve insani özelliklerini  geliştiriyor….

 

Üç yıl Kırkgöz de oynadıktan sonra, o hayallerimi süsleyen Antalyaspor  formasına kavuştum.  Rahmetli Mehmet Sındıraç’ın  beni Kırkgözden alma çabasını asla unutamam. Transferin son gününde Kırkgöz beni bırakmayı kabul etti. Antalyaspor Amatör takımına transfer oldum. Burada çok genç bir kadro  ile çok başarılı üst üste üç yıl şampiyon olan takımda oynadım.

 

Unutulmaz yıllardı, çok anılar var ama, bu satırlara sığmaz. … Üç Yılın sonunda ise Alanya spor maceram başladı, araya askerlik girdi ,askerlik dönüşü, dolu dolu beş yıl da Alanya da Oynadım… Bu beş yılda Bir Şampiyonluk da orada yaşadım…Orada kurduğum dostlukları arkadaşlıkları ve yaşanmışlıkları asla unutamam..

 

Daha sonra, Antalya’nın bence en özel takımı ,Talyaspor yıllarım  başladı… Yıllardır tanıdığım dostlarımla, buluşmak çok keyifliydi. bir şampiyonluk da orada yaşadım…

 

Kaybettiğimiz Rahmetli Ergüder abi, Erdal abi,  Arap Bülent Nurlar içinde uyusunlar. Bugün hala zaman zaman toplanıp, Talya geceleri yaparız. Anıları,  yaşanmışlıkları tekrar  yaşarız ve hatırlarız.  Tüm dostlarıma sağlıklar diliyorum…

 

Futbolculuk  bitince, yöneticilik zamanı başladı. Alanya sporun 3 lige çıktığı sene,  kadroyu kurma görevini ve takım  menajerliğini bana verdiler. Bu sahanın içinden dışına çıktığım yıldır.

 

Daha sonra Kemerspor Asbaşkanlığı ve 3.ligde Şampiyonluk….Ertesi yıl  , Antalyaspor Hasan Subaşının Başkanlığındaki yönetiminde, Genel Kaptanlık. Özellikle, Antalyaspor da  Futbol Şubesinde , birlikte olduğum, eski takım arkadaşım Turgay Soyer ile  birlikte oluşturduğumuz kadro Antalyaspor’u  10 yıl taşıdı. Büyük gurur ve onurla Dolu dolu  geçen iki yılın sonunda,  Antalyaspor genel kaptanlığından ayrıldım.

 

Fakat, Futboldan yine kopamadım. Dedim ya, bir kere, futbol kanımıza işlemiş atılmıyor .Muhtelif gazeteler ve  dergilerde Antalyaspor üzerine yazılar yazdım.

 

Dostlarımla Televizyon programları yaptık. Halen de devam ediyoruz.

 

Amacımız sevdamız, Antalya Sporumuza bir nebzede olsa katkı verebilmek. Hayat bana çok sevdiğim, bir hobi ve o hobinin yarattığı sevda verdi. Adı ANTALYASPOR..   çok mutluyum ki, hem formasını giymek hem de yöneticiliğini yapmak kısmet oldu.

 

İŞTE BENİM İSKELEDE BAŞLAYAN, MEZARA KADAR SÜRECEK SEVDAMIN HİKAYESİ..

 

Erdal ATILGAN

17 Şubat 2022

 

  Bu yazı 4295 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI