Bugun...
SON DAKİKA

7 MEHMET EFSANESİ

 Tarih: 16-03-2024 18:30:00  -   Güncelleme: 16-03-2024 18:36:00
BİZİM DÜNYAMIZ / CEVAT ALP

(Giriş notu:)  

Baba 7 Mehmet (Akdağ) ve tam 26 yıl aradan sonra oğlu Hakkı Akdağ hakkın rahmetine kavuşarak (23 Ekim 2013) ayrıldı...

 

Antalyamız adına önemli bir kayıp olan Hakkı Akdağ (59)

babadan oğula dünya çapında bir restaurant ve

bu efsaneyi gelecek kuşaklara taşıyacak yetenekte yetiştirdiği

oğlu Mehmet Akdağ’ı geride bırakırken gözleri arkada kalmadı şüphesiz...

 

Hakkı Akdağ’ın anısına ithafen

 

Antalya’nın dünya çapındaki restaurantı ve lezzet ustası olarak ünlenen HAKKI AKDAĞ’ın vefatı kentte büyük üzüntü yarattı

_______________________________________________________

 

17 Ağustos 1987 tarihinde kendisiyle yaptığım ve vefatının

hemen ardından 1988 yılının 1 - 5 Kasım tarihleri arasında...

 

5 gün süreyle yazı dizisi olarak gazetem Ekspres’teki başyazımda servise koyduğum “7 Mehmet Efsanesi” başlıklı yazımı vefatının ardından kardeşim dediğim Hakkı Akdağ’ın anısına ithaf en yeniden servise koyuyorum...

Buyurun 26 yıl öncesine!...

 

***

Öldüğünü duyunca, heybetli kişiliğini, sonuncusu olan ve üç saatin üzerinde yaptığımız uzun sohbetimizi hatırladım... Biraz da telaşla, bu sohbet sırasında tuttuğum notları masamın karışık çekmecesinde zoraki buldum...

 

Notlarıma bakıp şöyle bir hesapladım... Aradan tam bir yıl, iki ay, beş gün geçmiş...Ve o şimdi yok... Tabi sohbet etme imkanı da!!!

 

***

Sıcak bir yaz günü Konyaaltı’ndaki ünlü restaurantında

Antalya'nın bu alandaki en büyük ismi 7 Mehmet ile sohbet ediyorum..

 

Konyaaltı obalarının son yılı kaldığım oba'dan yürüyerek

7 Mehmet Restauranta geldim... Öğleden sonra, gazeteye

telefon etmek için uğramıştım... Tarih 17 Ağustos 1987...

 

Masasında yalnızdı... Telefon görüşmem bitince, yanına gelmemi işaret etti... Her zamanki köşesinde oturan 7 Mehmet ile başlayan sohbetimiz giderek koyulaşıyor ve ben notlar almaya başlıyorum...

 

Üç saatten fazla süren sohbetimiz esnasında yaz günü olmasına rağmen birden hava kapanıyor, sürpriz bir yağmur yağıyor...

Bu yağmurla, tıklım tıklım olan plaj bir anda boşalıyor...

Ama bizim sohbetimiz sürüyor...

 

“Ustam Meşhur Hacı Hasan’dı”

 

Soruyorum:

- Kimdir 7 Mehmet?...

- Nasıl doğmuş bu isim?...

- Nerelidir?...

- Bu günlere nasıl gelmiştir?

 

“Öz be öz Antalyalıyım...” Diye söze başlıyor Mehmet Akdağ ve devam ediyor... “Babamı çok küçük yaşlarda kaybettim, sekiz yaşıma geldiğimde emsallerim okula gidiyorlardı...

 

Annem ise beni bir lokantaya vermek zorunda kalmıştı...

Yokluk ve sıkıntı içindeki aileme katkıda bulunayım diye...

 

Ustam Hacı Hasan'dı ve mesleğinde çok ünlüydü...

Kendisini her zaman minnetle andığım ustamdan çok şey öğrendim...

Bu öğrendiklerimle ben de çok insan yetiştirdim...

 

Atatürk’e taze fasülye  yemeği

 

Cumhuriyetin kuruluşunun hemen sonrasında ilk kez Antalya'ya gelen Atatürk'e belediye binasının bahçesinde, açık havada, çiçeklerin içerisinde yemek verdik.. (Şimdiki Belediye İş Merkezinin olduğu yer)

 

İki çırak, Bahçe arasından birçok bahçede dolaşarak topladığımız taze fasulye ancak bir yemek yapacak kadardı... O yıllarda bugünkü gibi sera filan yok... Mevsim ilkbaharın ilk ayı... Biz buna rağmen Büyük Kurtarıcıya mahcup olmadık ve çok sevdiği taze fasülye yemeğini kendisine sunduk...”

 

İlk lokanta ve ilk tabela

 

 

Lezzette sınır tanımayan 7 Mehmet, bir dünya markası olarak bir asra yakındır Antalyamızın gururu olmayı sürdürüyor

________________________________________________________

 

“Mehmet amca, ilk lokantanı yani kendi yerini nerede açtın?...

Nasıl bir başlangıç yaptın?...”

 

“Belediye iş hanının bitişik sokağında İbrahim Yaprak'ın dükkanının hemen yanında küçük bir çorbacı olarak kendi iş yerimi açtım 1937 yılı Nisan ayında

 

İlk gün, Demirciler Çarşısındaki esnafa askı ile çorba servisi yaptım...

İkinci gün bu servisi kaldırdım ve beklemeye başladım...

 

Çarşı esnafı öyle bir hücum etti ki, zaten küçük olan dükkanımın önünde kuyruk meydana geldi...

 

Taktiğim tutmuştu... Bol tereyağlı çorbamın tadını alan esnaf, daha ikinci gün dükkanımın yerini öğrenmiş, benim servis yapmama gerek kalmamıştı...

 

Şimdiki Belediye İş Hanı balıkhane idi ve onun güney tarafında

İtfaiye Müdürlüğü vardı... Benim küçük dükkanımın karşısında idi...

 

İtfaiye bu yeri boşaltınca burası ihaleye çıktı... Çekişmeli geçen ihale sonucunda Belediye Reisi Seyit Ali Bey'in de yardımı ile burayı BİN Liraya ben tuttum ve ilk tabelamı buraya astım...

 

Antalyalı 350 Rum’a yemek ziyafeti

 

İşi biliyordum ama imkansızlıklardan geniş bir yerim ve takımım yoktu... Tam o günlerde, savaş sırasında burayı terk eden 350 Rum, memleketleri olan Antalya'ya gezmeye gelmişler...

 

Zamanın Belediye Başkanı Seyit Ali Bey, bu 350 Rum'a yemek vermek istemiş... O yıllarda Antalya'da üç tane iyi lokanta var...

Bunlar, Ankara, 96 ve Bedri İnci...

 

Bunlar ile görüşen Reis, çok para istemeleri üzerine bana geldi,

ben de takım bulursanız bu işi üstlenirim dedim...

 

Ancak takım bulmak yine bana düştü ve Burhan Kilit'den veresiye takım aldım... Tam 350 kişiye Belediye salonunda hiç para almadan yemek verdim...

 

Yalnızca malzeme parasına... Zaten Belediye'nin böyle ziyafetlere ödeyecek parası da yoktu!...

 

Alnındaki İZ ve 7 Mehmet Efsanesi

 

 “7 Mehmet adı nereden geliyor veya size bu ismi kim taktı?...”

 

“Bunu bana bu güne kadar kimse sormadı... Ben de her halde biliyorlar ki sormuyorlar diye düşündüm... Benim alnıma dikkatle bakın!... Şu gördüğünüz iz, küçükken eşek tepmesiyle olmuş ve tıpkı eski yazı 7 rakamını andırıyor...

 

Bu yüzden küçük yaşta emsallerim beni 7 Mehmet diye çağırırlardı...

Ben de madem beni böyle tanıyorlar diyerek ilk tabelamın üzerine

7 Mehmet yazdırdım...

 

Böylece 1940'lı yıllarda başlayan 7 Mehmet Restaurant adı

bu günlere kadar sürüp geldi... Bu arada ilginç bir şey söyleyeyim... Dışarıdan gelen turistler beni 7 manasına gelen (Seven Mehmet) diye arayıp buluyorlar...

 

İlk turist kafilesine yemek

 

 

Eşsiz manzarası, çok özel mimarisi ve lezzet farkıyla dünyanın

en iyilerinden birisi olarak tanımlanıyor 7 Mehmet Restaurant

________________________________________________________

 

Bakın size bununla ilgili bir anımı anlatayım... İngiltere'den 60 kişilik bir milyarderler grubu gelmiş ve kendilerine verdiğim yemeği baştan sona filme almışlardı... Bu film İngiltere'de oynayınca oralarda da tanınan bir isim olmuştum...

 

Celal Bayar, Adnan Menderes ve daha sayamadığım bir çok büyük isime yemek verdim....

 

Türkiye'de turistin ve turizmin henüz bilinmediği yıllardı... Türkiye'ye ilk turist kafilesini getiren Burhanettin Onat'dır... Kendisi bu kafile ile Antalya'ya geldi...

 

Zamanın Belediye Başkanı Hayret Şakrak benden rica etti ve ben üç gün bu gruba yemek servisi yaptım... Bunu anlatmamdaki maksadım,

ilk turist kafilesine yemek vermek bana nasip oldu...

 

“Yemediğim yemeği servise koymam”

 

Geleneksel Türk mutfağını çok iyi bilenlerden birisiyim... 

Yemediğim ve emin olmadığım yemeği müşterilerime vermem...

 

Mahmut Konuk'un davetlisi olarak Antalya'ya gelen Vehbi Koç için zeytinyağlı yaprak dolması yaptım...

 

Manavgat Şelalesinde yemişler, yemeğin tadı damağında kalan Vehbi Koç, beni görmek, tanımak istemiş... Mahmut Konuk ile birlikte geldiler ve bana aynen şu sözleri söyledi;

 

Dünya'nın birçok ülkesindeki nice ünlü ustalar bile böyle güzel, böyle lezzetli bir yemek yapamazlar... Ben ömrümde böyle güzel, böyle lezzetli ve severek yemek yemedim. Seni tebrik ederim...’

 

 

59 yaşında akciğer kanseri nedeniyle hayata gözlerini yuman Hakkı Akdağ,’ın yetiştirdiği yetenekli oğlu Mehmet Akdağ,

7 Mehmet Efsanesini amcası Sadullah ile birlikte gelecek kuşaklara taşıyacaklardır şüphesiz

________________________________________________________

 

Yangında kül olan manevi değerler...

 

Elektrik kontağından çıkan ve Konyaaltı’ndaki restauranttaki yangını anlatırken sanki o anı tekrar yaşıyordu 7 Mehmet...

 

“Yangın haber verilip de geldiğim zaman, alevler her yanı sarmıştı, yanan benim adımı taşıyan benim dükkanımdı... Dayanamayıp bayılmışım...

Hastanede gözümü açtım ve bir süre hastanede tedavi gördüm...”

 

Yangından sonra harap olan restaurantı, tüm işçileri ile birlikte kısa zamanda yeniden yaparak hizmete açan 7 Mehmet, yangının izlerini yok etmek için hayli masraf ettiğini söylüyor...

 

Daha modern hale getirdiği restaurantında, her zamanki köşesinde, çektiği güçlükleri unutmuş, oturduğu yerden 69 yaşında yorgunluğunu gelen dostları ile selamlaşarak gideriyor...

 

T.B.M.M. Başkanlığı'nın imzasını taşıyan takdirnamenin yanı sıra, birçok Hükümet üst makamlarından takdirnameler aldığını anlatan

7 Mehmet bunların çoğunun o talihsiz kazada yandığını ve bundan duyduğu üzüntüyü dile getirirken, kaybettiği manevi değerlerin bir daha yerine gelmeyeceğinin bilinci içerisinde, gözleri doluyordu...

 

Evlatlarına vasiyeti...

 

“Benim zamanımda lokantacılık yapanların hepsi iyi para kazandılar mal, mülk sahibi oldular... Ben tam kırk beş yıldır çalışıyorum...

Allah'a şükürler ikisi erkek dört evladım var... Onların istikbalini kazandım... Bir evim, üç restaurant açacak kadar da malzemem var...

 

En önemlisi tertemiz ismim ve bitmeyen servet dedikleri itibarım...”

 

Baba mesleğini yüksek tahsile tercih eden iki oğlu için şöyle konuştu

7 Mehmet Akdağ...

 

***

 “Ben ikisin de okutmak istedim... Ama baktım ki benimle yarış halindeler... Ben de bütün işi gördüğün gibi onlara bıraktım, bunun faydasını da fazlasıyla gördüm...

 

Benim cesaret edemediğim bütün atılımları çocuklarım çağın icap ettirdiği bir şekilde yapıyorlar... Onlara vasiyetim; geleneklerimizi ve özelliğimizi bozmadan bu işi sürdürmeleri ve bu ismimi yaşatmalarıdır...”

 

***

Tabi ki her babanın gönlünde yatan, evlatlarının adını yaşatmasıdır...   

7 Mehmet ise bu konuda ender ve şanslı babalardan birisidir...

 

Geride bıraktığı 50 yıllık 7 Mehmet ismi, öyle inanıyorum ki, Hakkı ve Sadullah'ın da çocuklarına intikal ederek, daha nice 50 yıllar Antalya'mızda yaşayacaktır...

 

Yaşatılmalıdır...

 

Yazarın güncel bilgi notu:

 

26 yıl önce biraz da tesadüf eseri yaptığım bu sohbetten bir efsanenin ayrıntıları işte böyle ortaya çıkmıştı...

 

Eşsiz mimari projesini Özcan Kırmızıoğlu’nun yaptığı, ahşap dekorasyonu gül ağacından yapılan bu şaheser yapı, Hasan Subaşı Kültür Parkı içinde bulunuyor...

 

Gerek Antalya’nın en güzel yerinde olması, gerek kalitesiyle

7 Mehmet Restaurant, dünyanın önde gelen işletmelerinden birisi olarak gösteriliyor...

 

Sabah yürüyüşlerimi yaparken gözüme kestirdiğim ve zamanın

Antalya Büyükşehir B.B. Hasan Subaşı’yı bizzat götürüp gösterdiğim...

 

“İşte bu alanı 7 Mehmet’e verelim” dediğim yerde, yap - işlet modeliyle yapılan ve 1998 yılında hizmete açılan bu efsane işletme daha çok protokol yemeklerine ev sahipliği yapmasıyla biliniyor...

 

 VE 26 YIL ARADAN SONRA

7 MEHMET EFSANESİNDEN BİR DAL KOPTU

 

Babalarının vasiyeti gereği mutfağına ikinci kalite ürün sokmadıklarını söyleyen Hakkı Akdağ, "Bizim lokantamıza ne margarin ne ay çiçek yağı hiç girmedi, girmez...

 

Pazara ben gidiyorum, her şeyi ben alıyorum, her şeyle

ben ilgileniyorum...” Diyerek, kaliteden ödün vermediklerinin altını çiziyordu bir sohbetimizde...

_______________________

 

Bir ince çizgiyle ayırdığım bu bölümde şehrimiz adına önemli bir kayıp olan; Abi – Kardeş ilişkilerimizin uzun yıllar hiç bozulmadığı

Hakkı Akdağa Allah’dan rahmet, başta kardeşi Sadullah ile

oğlu Mehmet Akdağ olmak üzere tüm sevenlerine ve Antalya’mıza baş sağlığı diliyorum...

-

GÜNÜN SÖZÜ:

Atalarından sana kalanı hak etmeye bak!...

Yoksa senin olmazlar... (Goethe)

-

 

  Bu yazı 2118 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI