Bugun...
SON DAKİKA

İFTİRA GAZETECİLİĞİ...

 Tarih: 28-12-2023 23:20:00  -   Güncelleme: 29-12-2023 10:00:00
BİZİM DÜNYAMIZ / CEVAT ALP

Yalan, iftira, karalama ve dedikodu haberciliğinin yapıldığı yayın organın adı gazete değildir... Bunu yapana da gazeteci denmez...

 

Türkiye ne yazık ki bu tür yerden bitme, meslekle ilgisi olmayanların çokça ortalarda dolaştığı ve itibar gördüğü bir ülke haline geldi...

 

Bu nedenle de gazetecilik mesleği giderek saygınlığını yitiriyor, inandırıcı olmaktan çıkıyor...

 

Gazeteci söylentiler, dedikodular, asılsız ithamlar ve yalan dolan üzerine haber yapmaz...

 

Doğru habercilikte belge esastır...
Gazetecililk ciddiyet ister...
Salla parti yapılacak blr meslek değildir...
Böyle yapanların kendi kazdıkları dipsiz kör kuyulara düitüklerini çok gördük, tanık olduk...

 

Gerçek gazeteciler habercilikte 5N 1K kuralını bilir ve bu çerçevenin dışına çıkmaz, çıkarsa hata yapar...

 

Bu kuralın dışına bir kere çıktı mı artık ağızıyla kuş tutsa kimseyi inandıramaz, meslek kariyeri büyük yara alır ve yok olur gider...

 

5N 1K KURALI NE DİYOR

 

5N1K sorulardan oluşmuş ve evrensel bir değer taşıyan inceleme yöntemidir.. 5N kısmında NE, NEDEN, NASIL, NEREDE, NE ZAMAN sorularını kapsamaktadır. 1K kısmında ise KİM sorusu yer almaktadır. Bir olayın gerçekleşmesinde bu sıralı soruların incelenmesi, olayın bütününü ele vermektedir...

 

Bu 6 esastan birisi eksik olsa, haberin bir ayağı topal olacağından dürüst yayın yapan hiçbir gazete ve TV bu haberi kullanmaz...

 

SÜRELSAN HOCAMIZIN DERSİ

 

Bu noktada tam yeri diyerek, bir anımla devam etmek istiyorum...


(Ki, bu anıyı dikkatle okuyanın aynı dersi almış olacağından eminim)

 

Dünyaca ünlü musiki hocam Devlet Sanatçısı İsmail Baha Sürelsan, başından geçen ve bizlere hayat dersi olan bir olayı anlattı...

 

"Çocuklar, kulağınızla duyduğunuza asla inanmayın... Gözünüzle gördüğünüzün de (Bir gözünü kapatarak anlattı) yarısına inanın, kesin emin olmayın.."

 

Olayın özeti şudur...


Ankara'da ikamet eden Sürelsan Hocamızın İstanbul'dan kuzeni gelir...
16 yaşındaki kuzen, genç kızlığın arefesinde ele avuca sığmaz bir lolitadır...

 

Ankara'yı gezmek ister, gidilecek yerlerin başında da Gençlik Parkı vardır...

 

Parkta eğlence kabinlerinde çılgın bir kız ve 40 yaşında İsmail Hoca görüntüsüyle...
Hocanın ağzından girip burnunda çıkan, sarmaş dolaş halleri yansımaktadır etrafa...

 

Bu manzarayı kim görse, "İsmail Hoca bulmuş bi sübyan gününü gün ediyor..." demez mi...!
"Vallahi der, billahi de der... Ama kuzenim yaa kuzenim..." demişti cennet mekan kıymetli hocamız.  

 

Hocanın anlattığı bu büyük dersin sonunda kulağımıza küpe olan söyledikleri tekraren aynen şöyle...

 

"Çocuklar, kulağınızla duyduğunuza asla inanmayın... Gözünüzle gördüğünüzün de (Bir gözünü kapatarak anlattı) yarısına inanın, araştırmadan kesin emin olmayın.."

 

Sonuç olarak...

 

Aslında fazla söze de, yoruma da gerek yok...

 

 

Alın bu ( 4 yılda ancak 72 sayı çıkarmış) İYİ Parti'nin yayın organı olarak kendini lanse eden vasıfsız yayını ve sade bir vatandaş olarak Sürelsan Hocamızın anlattığı olayla karşılaştırın...

 

Gerçek gazeteciliğin ve haberciliğin yerlerde süründüğü, gerçek dışı, hiçbir belgeye dayanmayan iftira, karalama, dedikodu esaslı yalan dolanlarla doldurulmuş utanç verici bir sayfa görüyorsunuz...!

 

 

Kutsal mesleğim adına böyle bir iğrençliği sayfama taşıdığım için utanç duyuyorum...

 

Acımasızca yalan, itham, iftira ve karalamalara muhatap olan...

 

 

Akdamlar'daki kurumaya yüz tutmuş meyve vermez haldeki portakal ve mandalin ağaçlarını onlarca kamyon hayvan gübresiyle, bin bir güçlükle yeniden hayata döndüren...

 

Büyük emek ve masraflarla, harabeden farksız enkaz halindeki yapıları, (Kapalı spor salonu dahil), Otizmli bireyler için donanımlı bir eğitim yuvasına dönüştürerek ortaya çıkaran...

 

Cefakar Otizm Vakfı Yönetiminin, bu vasıfsız yayın organı hakkında ve bu mesnetsiz haberi yapan için de söyleyeceği bir söz, hukuki yönden atacağı adımlar olacaktır elbet...

 

MUHTAR OSMAN YILMAZ CEPHESİ

 

Bilgisi, becerisi, donanımı, dürüstlüğü, cesareti, bölgesine hakimiyeti ve vizyonist kişiliği ile tanıdığım..

 

Akdamlar'da kim ne yapıyor dahası art niyetli kimler ne yapmak istiyor çok iyi bilen, uçan kuştan haberi olan, yöre halkının sevdiği Muhtar Osman Yılmaz'da nasibini almış asılsız yalan ithamlardan...

 

Muhtar Osman Yılmaz'a hakkını savunma fırsatı verenler nasıl bir hata yaptıklarını anladıklarında pişman olacaklarını hiç hesaba katmamışlar belli ki...!

 

İyi tanıdığım Muhtar Osman Yılmaz belgesiz iş yapmadığı gibi, yalana dolana, haksız ithamlara pabuç bırakacak bir karakter değildir...

 

Şimdi konuşma sırası onda... Tespitli, ispatlı, belgeli hem de...

 

Hem idari yönden valiliğe kadar, hem de hukuki yönden yargıda gerçekleri ortaya koyacaktır Muhtar Osman Yılmaz...

 

 

İşte o zaman malum kişiler, vasıflı bir gazeteye yazdıramadıkları iftira, itham ve yalanları ile yüzleşecekler,
mayına bastıklarını anlayıp pişman olacaklar ama iş işten geçmiş olacak...

 

Daha vahimi ise iftiralarının, kötü niyetli günahkar davranışlarının hesabını hem idari makamlarda hem de yargıda verecek, sonuçlarına katlanacaklardır...

  Bu yazı 3039 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI