Bugun...
SON DAKİKA

YANLIŞ YÖNETİLEN ANTALYA DAHA ÇOK FELAKETLER YAŞAR

 Tarih: 13-02-2024 21:46:00  -   Güncelleme: 13-02-2024 21:56:00
BİZİM DÜNYAMIZ / CEVAT ALP

Son yaşanan felaket Antalya'nın ne kadar beceriksiz eller tarafından yönetildiğini bir kez daha ortaya koydu..

 

 

Bir yüzü denlze bakan, denlzden yaklaşık 50 metre yükseklikte traverten bir zemine sahip olan Antalya’da, böyle bir sel felaketinin yaşanması, başarılması en zor bir konu olarak adeta suratımızda patlıyor...

 

Bir okuyucumun "Bu sular niye denlze gitmiyor" sorusu ise her şeyi çok net anlatıyor...

 

Şehirleşmedeki bilim dışı planlar, bu yağmurların hiç yağmayacağı üzerine kurulursa, ortaya böyle bir tablonun çıkması elbette kaçınılmaz olacaktır...

 

Yetmiş yaşını geride bıraktığım Antalya’da bu yağmurlarını çok daha fazlasını yaşadım, hiç böyle bir felaket görmedim...

 

 

Sebebi çok basit... Yağan yağmur ne kadar çok olursa olsun kolayca denlze ulaşıyor, toprak emiyor, felakete neden olmuyordu...

 

Felakete davetiye çıkaran plansız, çarpık kentleşme ile, yağmur sularının denizle buluşmasının önüne çekilen beton setlerdir yaşanan felaketin tek nedeni...

 

Dünyada hiçbir geri zekalı, Antalya'yı sel aldırmak gibi böyle mucizevi bir başarıya imza atma becerisi gösteremez...

 

Ama sel alması mucize olan, yüksek bir rakıma sahip bu yeryüzü cennetine akıl almaz bir beceriyle (!) mucize yaşatanlara yazıklar olsun...

 

Bu noktadan itibaren konuyu bilimsel yönleriyle anlatan Çevreci Prof.Dr.Tuncay Neyişçi hocaya bırakalım, bakın neler söylüyor yaşanan bu felaketle ilgili...

 


"BU KENTE SEL CAN ALIYORSA ŞAŞIRMAK YETMEZ ÇILDIRMAK GEREKİR"

 

Bu şehir deniz seviyesinden ortalama 40 m yükseklikte dünyanın en büyük (630 km2, ortalama kalınlık 280 m) traverten platosu üzerinde kurulu.

 

Traverten çok geçirgen bir yapı ve 400 kg/ m2/gün yağışta bile sele neden olmaz. 

 

İnanmayanlar açık alanlarda gözlem yapabilir. 

 

Bu özellikte bir kentte sel zarara neden oluyor, yetmiyor can kaybına neden oluyorsa şaşmak yetmez çıldırmak gerekir. 

 

 

Bunu başaranlar, mübalağasız Nobel mühendislik ödülüne hak kazanır. Bana rant, plansızlık, falan gibi boş ve ezber gerekçeler söylemeyin. Bu ezberleri tekrar eden herkes bu suça ortaktır. 

 

Bu kentte rantın, planın var olduğu biliniyor. Günde 400 kg yağışın sıklığı da. Rantı da, planı da gerçekleri dikkate alarak çözebilirsiniz. 

 

Einstein’ın dediği gibi, kafanızı, bakış açınızı değiştirmediğiniz sürece aynı sorunları, aynı yakınmalarla defalarca yaşarsınız. 

 

Bırakın 380 kg, 2 kilogramlık bir yağışta bile tüm yollarınız küçük ırmakalara dönüşüyorsa, doğru yanıtı başka yerlerde aramak gerek.  

 

Daha bu ülkenin teknokratları ve yöneticileri sorunsuz bir cadde/çolak/ meydan tasarımı bile gerçekleştirememişken..

 

Yerel yöneticiler şu kadar km asfalt yol ürettik demenin ötesine geçememiş, fikir sahipleri kilişe çözümlerini tekrarlamaktan keyif alırken neyi tartışacağız…!

 

 

Bu kentte sel felaketinin yaşanması başarılması en zor konulardan biridir ve benim bildiğim en azından 10. Kez yaşanmıştır…

 

TRAVERTENİ TANIMADAN, ÖĞRENMEDEN BU KENTTE SELLERİ ÖNLEYEMEYECEĞİNİZ GİBİ, YÖNETEMEZSİNİZ DE…
YAZIN BİR KENARA...

  Bu yazı 1825 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI